T.C. Mİllî Eğİtİm BakanlIğI
KONYA / KADINHANI - OSMANCIK İMAM HATİP ORTAOKULU

Haberler

May

23 Nisan Egemenlik ve çocuk bayramını köy meydanında ve velilerimiz yoğun katılımları ile kutladık. Emeği geçen öğretmen ve öğrencilerimize teşekkür ediyoruz.

May

Okulumuz da daha iyi eğitim verebilmek  tadına aydınlanma sorunu olan alanların aydınlatma çalışmaları yenilenmiştir.

Mrt

2023-2024 Eğitim Öğretim Yılı 2.Dönem Ortak sınavları bugün başlamıştır. Öğrencilerimize başarılar dileriz. Velilerimizin iki haftalık süreçte öğrencilerimizde daha çok ilgilenmesi öğrencilerimizin başarılı olması adına çok önemlidir.

Mrt

Çanakkale Savaşı veya Çanakkale Muharebeleri, I. Dünya Savaşı sırasında 1915-1916 yılları arasında Gelibolu Yarımadası'nda Osmanlı İmparatorluğu ile İtilaf Devletleri arasında yapılan deniz ve kara muharebeleridir.[9] İtilaf Devletleri; Osmanlı İmparatorluğu'nun başkenti İstanbul'u alarak İstanbul ve Çanakkale boğazlarının kontrolünü ele geçirmek, Rusya ile güvenli bir erzak tedarik ve askeri ikmal yolu açmak, başkent İstanbul'u zapt etmek suretiyle Almanya'nın müttefiklerinden birini savaş dışı bırakarak İttifak Devletleri'ni zayıflatma amaçları ile ilk hedef olarak Çanakkale Boğazı'nı seçmişlerdir. Ancak saldırıları başarısız olmuş ve geri çekilmek zorunda kalmışlardır. Kara ve deniz savaşı sonucunda iki taraf da çok ağır kayıplar vermiştir.

Osmanlı İmparatorluğu, Almanya'nın Rusya'ya savaş ilan ettiği 1 Ağustos 1914'ün hemen ertesi günü, Almanya ile bir ittifak antlaşması imzalamıştır. Bu antlaşma, imparatorluğun kesin olarak Almanya'nın ana gücünü oluşturduğu İttifak Devletleri safında fiilen savaşa gireceği anlamına gelmektedir. Enver Paşa, fiilen savaşa girmeyi, seferberliğin tamamlanmamış olması ve Çanakkale Boğazı savunmasının tamamlanmaması gibi gerekçelerle ertelemeye çalışmıştır. Ancak Almanya, bir an önce savaşa fiilen girilmesi için baskılarını sürdürmüştür. Bu baskılar, Akdeniz'de Britanya donanması önünden çekilen Goeben ve Breslau savaş gemilerinin İstanbul'a gelmesiyle bir oldubittiye getirilmişti. Daha sonra Osmanlı Donanması'na bağlı bir grup gemiyle Karadeniz'e açılan bu gemiler 27 Ekim 1914 tarihinde Rus limanlarını bombalayınca Rusya, Osmanlı İmparatorluğu'na savaş ilan etmiştir.

Birleşik Krallık Savaş Konseyi sekreteri Albay Hankey Winston Churchill'in de desteğiyle, 1914 yılı Eylül ayında Çanakkale Boğazı'nın donanmayla geçilerek İstanbul'un işgalini öngören bir planı savaş konseyine sunmuştur.[10] Plan, çeşitli evrelerden geçerek uygulamaya kondu ve Birleşik Krallık ve Fransa gemilerinden oluşan bir donanmanın Boğaz'a geniş çaplı saldırıları 1915 Şubat ayında başlatıldı. Özellikle 19 Şubat 1915 ve 25 Şubat 1915 bombardımanları sonucu Müstahkem Mevki Komutanı Cevat Çobanlı giriş tabyalarının geri hatta çekilmesi emrini uygulatmıştır. En güçlü saldırı ise 18 Mart 1915 günü uygulamaya konuldu. Ancak Birleşik Donanma ağır kayıplara uğradı ve deniz harekâtından vazgeçmek zorunda kalındı.

Deniz harekâtıyla İstanbul'a ulaşılamayacağı anlaşılınca bir kara harekâtıyla Çanakkale Boğazı'ndaki Osmanlı sahil topçu bataryalarını ele geçirmek planı gündeme getirilmiştir. Bu plan çerçevesinde hazırlanan Britanya ve Fransa kuvvetleri 25 Nisan 1915 şafağında Gelibolu Yarımadası'nın güneyinde beş noktada karaya çıkarılmıştır. Britanya ve Fransa çıkarma kuvvetleri her ne kadar Seddülbahir ve Arıburnu sahillerinde köprübaşları oluşturmayı başardılarsa da Osmanlı kuvvetlerinin inatçı savunmaları ve zaman zaman giriştikleri karşı taarruzlar sonucunda Gelibolu Yarımadası'nı işgalde başarılı olamadılar. Bunun üzerine sahildeki kuvvetler takviye edilmek için Arıburnu'nun kuzeyinde Suvla Koyu'na 6 Ağustos 1915 tarihinde yeni kuvvetlerle bir üçüncü çıkarma yapılmıştır. Ancak 9 Ağustos'ta Kurmay Albay Mustafa Kemal'in Birinci Anafartalar Muharebesi olarak bilinen karşı taarruzunda İngiliz Komutanlığı ihtiyat tümenini ateş hattına sürerek sahilde tutunmayı ancak başarabilmiştir. Mustafa Kemal ertesi gün Kocaçimentepe-Conk Bayırı hattında yeni bir karşı taarruz gerçekleştirmişti, bu hattaki Anzak birliklerini de geri atmıştır. Britanya ve Anzak kuvvetlerinin İkinci Anafartalar Muharebesi olarak bilinen genel taarruzları ise Osmanlı savunmasını aşamamıştır. Tüm bu gelişmelerin sonrasında İngiliz, Anzak ve Fransız kuvvetleri Gelibolu Yarımadasını 1915 yılı Aralık ayı içinde tahliye etmiştir.

 

Mrt

2 Mart 1921 tarihinde TBMM´de yapılan oylama sonucunda Mehmet Akif´in şiiri, İstiklal Marşı olarak kabul edilmiştir. Mehmet Akif Ersoy, verilen 500 liralık ödülü "Ben bu şiiri para için yazmadım." diyerek Türk ordusuna bağışlamıştır. Mehmet Akif, İstiklal Marşı´nı kitabı Safahat´a niçin koydurmadığı sorulduğunda "O benim değil, milletimindir." cevabını vermiştir.

           İstiklal Marşı´nın bestelenmesi için yarışma düzenlenmiş, bu yarışmaya 24 besteci katılmıştır. 1924 yılında Ankara´da toplanan seçici kurul, Ali Rıfat ÇAĞATAY´ın bestesini kabul etmiştir. Bu beste 1930 yılına kadar çalındıysa da 1930´da değiştirilerek Cumhurbaşkanlığı Orkestrası Şefi Osman Zeki ÜNGÖR´ün hazırladığı bugünkü beste yürürlüğe konmuştur.

          Millî marşımız, milletimizin hiç değişmeyen bağımsızlık karakterinin yakın çağdaki büyük tezahürü olan ve Mustafa Kemal ATATÜRK önderliğinde gerçekleştirilen Kurtuluş Savaşı içinden çıkmıştır. Millî marşımız, Türk milletinin "medeniyet denilen tek dişi kalmış bir canavar" tarafından yok edilme niyet ve teşebbüslerine karşı verilmiş bir kavganın içinden doğmuştur. Onun için adı "İstiklal Marşı"dır.

   Mehmet Akif, son günlerinde, hasta yatağında yatarken kendisine İstiklal Marşı için "Acaba yeniden yazılsa daha iyi olmaz mı?" diye bir sual sorulmuş. Akif'in şu cevabı, bu marşın neyin destanı, neyin mahsulü olduğunu anlatacak bir vecizedir:

      "O şiir bir daha yazılamaz, onu ben de yazamam; onu yazmak için o günleri görmek, o günleri yaşamak lazım. Allah, bir daha bu millete bir İstiklal Marşı yazdırmasın."

Şbt

Okulumuzun 7. sınıf öğrencilerimiz katıldığı Konya gezimiz güzel ve eğlenceli bir şekilde geçti.Öğrencilerimiz Konya önemli noktalarını ziyaret ederek canlı olarak izlemleri gerçektirdi. Gezimiz de öğrencilerimiz bilim merkezi Konya stadyumu ,Konya ponarama müzesi gibi yerleri ziyaret etmiştir.

Ock

Milli eğitim bakanlığınca bu sene ilk kez yarıyıl tatili öncesi son hafta öğrencilerin keyifli ve eğitici geçmesi adına etkinlik haftası düzenlenmiştir.

Ock

Konya'mıza özgü bir gelenek olan şivlilik etkinliğimizi öğretmenlerimizin katkıları ile gerçekleştirdik.

Ock

Kardeş okulumuz olan Esentepe koleji ve öğretmenlerimizin katkıları ile  bu güzel kandil gününde coçuklarımızın yüzünü güldürmeye çalıştık. Konya'mıza özgün olan şivlilik geneleğini yaşatmaya çalıştık.

Ock

Okul velilerimizden olan Hasan KOÇ'U , aynı Zaman şehit babası olan velimizi evinde ziyaret ederek her zaman yanında olduğumuzu ilettik. Misafir perverliği için sayın velimize teşekkür ederiz.

Ock

Ülkemizde her yıl, Ocak ayının ilk pazar günü ile başlayan haftada, toplumun tüberküloz (verem) hastalığı hakkında bilgilendirilmesi ve dikkatinin çekilmesi amacıyla “Verem Eğitimi ve Farkındalık Haftası” etkinlikleri düzenlenmektedir. Okulumuz adına bütün öğrencilerimizi daha bilinçli hala getirmek için bilgi içeren videolar izletilmiştir.

Ock

Okulumuzda bazı sınıfların yeteri kadar ısınmamasından dolayı ek ısıtıcı cihazları takılmıştır.

Ara

Okulumuzu güzelleştirme ve öğrencilerimize daha iyi ders ortamı  oluşturak için çalımalarımız devam ediyor. Emeği geçen öğretmenlere ve çalışananlarımıza teşekkür ederiz.

Kas

İlçe merkezinde kültür merkeziden açılan ve bir yayının katıldığı kitap fuarına bütün öğrencilerimiz ile katıldık. Öğrencilerimiz  yazarlarından kendisinden imzalı kitapları alarak okuma alışkanlığı adına güzel bir adım atmış oldu.Ayrıca kitap fuarında Kadınhanı belediye Başkanı  Mehmet BADEM ile sohbet ederek resim çekinerek güzel görüntüler verdiler.

Kas

Okulumuza uzun uğraşlar sonucunda akıllı tahtalar takılmıştır. Toplam 8 sınıfımıza akıllı tahtalarımız takılmıştır. Öğrencilerimize ve öğretmenlerimize hayırlı olun.